Tersinim Teorisi ve Doğal İlkeler
Tersinim teorisi varoluştaki tüm düzenin ve sistemlerin yani canlıların zaman içerisinde doğal şartlarda eskimesi, bozulması, yıpranması, değişme, çeşitlenmesi, sakatlanması, yaralanması, ihtiyarlaması, hastalanması vb. gibi gözlenen olumsuzlukların genel adıdır. Yani felfesi bir konu da diyebiliriz. Daha anlaşılabilir olması açısından bir örnekleme ile inceleyelim:
Fabrikasından yeni aldığımız sıfır km bir araba sistemler bütünlüğüdür. Bu arabayı doğal şartlarına bırakırsanız zamanın etkisiyle birlikte deforme olmaya başlar. Hatta hiç kullanmasanız dahi bir süre sonra çürümeye başlar, paslanır, patlar sonuçta araba bozulur ve kullanılmaz hale gelir. Bu, düzen ve sistem sahibi tüm olgular içerisinde geçerlidir yani kaçınılmazdır. Cansız varlık üzerinden bu şekilde ele alabiliriz.
Bir canlı üzerinde bakarsak, bilim şu şekilde ele alır; canlı var olduğu ilk andan itibaren gelen enerji ile birlikte belirli seviyeye kadar büyüyüp gelişir. Hayatının dönüm noktası dediğimiz bir an gelir ve kaçınılmaz olarak, hastalanır, sakatlanır, yaralanır, en son olarak da ihtiyarlar ve sonunda ise ölür. Bu durum tüm canlılar için geçerli bir kuraldır.
Tersinimin En Önemli Nedeni Kontrolsüz Enerji Girişleridir
Bu tür girişlerden ancak ve ancak, yararlanma sistem ve mekanizmalarına sahip olgular yararlanabilmektedir. Daha iyi anlaşılması açısından günlük hayatımızdan örneklerle açıklayalım. Örnek olarak güneş ışıklarını ele alabiliriz. Bildiğiniz gibi kimi canlılar C ve D vitaminlerini güneş ışınları sayesinde alırlar. Ancak fotosentezi ise, sadece klorofil pigmentlerine sahip canlılar yapabilmektedir.
Termodinamiğin ikinci kanununa göre var oluştaki canlı, cansız tüm düzen ve sistemler son olarak doğal şartlarda tersinime uğramaktadır. Bu nedenle uzmanlar, tersinim teorisi konusunu en büyük gerçek olarak görmektedir.
Tersinim Teorisi Ve Doğal İlkeler
Varoluş dediğimizde muazzam sistem aklımıza gelmektedir. Bunun kanıtı ise, belki bilemediğimiz bir süredir geçerliliğini yitirmemiş ve hala işler olan doğal kanun, ilkeler düzenlerinin tümüdür. Kanun ve ilkelerin ortaya konulması, işlerlik kazanması, bilginin, iradenin ve kudretin birleşmesiyle ortaya çıkmaktadır. Doğal kanun ve ilkeler çok fazladır, lakin bilim adamları bazı konular hakkında uzman değillerdir. Bu nedenle birçok olaya hala bilimsel açıdan kesinlik içeren cevaplar verilememektedir.
Düzeni bozmanın kolay olduğu ancak yapılması zor olan ilke ise: Bir şeyi yapmak, bozmaktan zor olarak kabul görmektedir. Bir eseri ele aldığımızda, sanatçının eseri yaparken zorlandığını ve hatta ömrünü harcadığını görürüz.Fakat konu yapılan eseri bozmak olduğu zaman tek bir hamle yeterli olur. Doğa gücü konulmuş kural, yasaların bileşkesi olduğundan kendini meydana getiren yasaların, kuralların oluşturucusu olamayacağı açık ve nettir. Yani hiçbir şey rastlantılarla kendini meydana getiremez, doğa gücü ve varoluşun dışında ilmin, gücün ve buyruk sahibi bir varlık gerekir. Bu konuya ise kimi Tanrı kimisi Doğa Ana dese bile bu doğa üstü varlığı herkes kabul eder.
Bu yazımı beğendiyseniz sosyal medya hesaplarınız üzerinden sevdikleriniz ile paylaşabilirsiniz. Dilerseniz güncel içeriklerimden haberdar olmak adına Instagram, Facebook ve Twitter hesaplarımdan beni takip edebilirsiniz.